Ilker Furkan Kahyalar

Ilker Furkan Kahyalar

Software Engineer


Home

Podcast

Projects

References

Contact


Subscribe


1.5 yılın ardından Estonya

Herkese tekrardan merhabalar! Geçtiğimiz günlerde Estonya’ya gelişimin üstünden tam 1.5 yıl geçti ve ben de bunu fırsata çevirmek istedim. Hem uzun zamandır Türkçe blog yazmadığım için hem de Estonya üniversiteleri için başvuruların kapanmasına az kalmasından ötürü genel bir şekilde düşüncelerimi aktarmak istediğim bir blog yazmak istedim.

Bu yazıda kendi gözümden Estonya’ya dair fikirlerimi sizlere 3 madde ile özetlemeye çalışacağım.


1-) Estonya’ya gelmek

Estonya macerası benim için 2017’de başladı. Bir üniversiteyi bitirirmeyi çalışırken, diğer üniversitenin planlarını yapmaya başlamıştım. Mezun olduğumda Avrupa’da yüksek lisans yapma hayalim vardı ve kendime uygun bir ülke bulmaya çalışıyordum bu süreçte. Peki neydi bu kriterler: “Kuzey Avrupa ülkesi, havası soğuk, yüksek lisans ücretleri makul / burs imkanları fazla, yazılım mühendisine aç”. Bu satırları okurken burada yaşayanlar veya bilgi sahibi olanlar minik bir gülümsemeyle “E burası Estonya!” diyor olmaları çok muhtemel. Fakat o zamanlar Estonya’nın benim için çok iyi bir eşleşme olduğunu bilmiyordum. Diğer Kuzey Avrupa ülkelerine oranla en makul ücretlerin de Estonya’da olduğunu farkedince. Ülke konusunu bir nevi kapatmış olduk, fakat şimdiki soru Estonya’ya gelip ne yapacaktım.

Kendime uygun programları bulduktan sonra, TalTech’de Siber Güvenlik yüksek lisansı yapmaya karar verdim. Lisanstayken siber güvenlikle sıkı sıkıya ilgili değildim fakat yazılım mühendisliğinden mezun olunca siber güvenliğin çok güzel bir eşleşme olacağını ve bana bambaşka bir değer katacağını düşündüm. Yüksek lisansın detaylarına bir alt maddede daha da detaylı değineceğim, fakat şimdilik Estonya’nın bu geçtiğimiz 1.5 yılda gelmeden önceki beklentilerimi ne kadar karşıladığını konuşmak isterim.

Öncelikle Estonya tatlı, şirin ve ufak bir ülke. Özellikle son 4 yılını İstanbul’da geçiren birisi için, oldukça az insan var etrafta diyebilirim. Estonya nerededir, nüfusu kaçtır gibi bilgilerin bulunduğu onlarca yazı bulabilirsiniz ve ben o tarz bilgilere yazımda yer vermeyeceğim. Onun yerine, şu son 1.5 yılı konuşalım isterim. Estonya’ya gelmeden önceki en büyük endişelerimden birisi dil bariyeriydi. Sonuçta Estonya’da İngilizce anadil değil ve insanların İngilizce ile arasının nasıl olduğunu bilmiyordum. Fakat buraya geldiğimde çoğu şeyin İngilizce ile rahatça hallolabilmesi (ki çoğu devlet dairesi işleri zaten e-Devlet üzerinden yürüyor) haliyle beni çok rahatlamıştı. Herkes Estonların biraz soğuk olduğundan bahsetmişti, tabi ki zaten bir Türk olarak kimsenin biz kadar sıcakkanlı olmasını beklemiyordum. Evet, soğuklar diyebilirim fakat ama öcü değiller. Kendi açımdan ya da arkadaşlarımdan herhangi bir yabancılık/ırkçılık yönünde olumsuz bir şey tecrübe etmedim. Ayrıca Türkiye’ye de tatil amaçlı geldikleri için Türkiye’yi genelde hangi Eston’a sorduysam bir şekilde bir fikri olduğunu gördüm. İlerleyen zamanlarda belki Estonya’da gidilesi/gezilesi yerler hakkında da bir şeyler karalayabilirim ama bu yazının daha da uzun olmasının önüne geçmek için burada kesiyorum.


2-) Siber Güvenlik Yüksek Lisansı

Yazılım mühendisliği lisansımı yaparken aklımda ne master yapmak ne de siber güvenlik yoktu işin doğrusu. Siber güvenlik alanı ilgimi çekiyordu fakat o anlarda kendim için çok büyük lokma olarak görmüştüm. Fakat üniversitemin sonlarına doğru yüksek lisans yapma kararı alınca, yazılım mühendisliği ile beraber güzel bir kombinasyon olacağını düşünüp bu yükün altına girmek istedim.

Estonya siber güvenlik alanında çalışmalar yapan ve yatırım yapmaya açık/istekli bir ülke. Hatta siber güvenlik yüksek lisansı ülkenin en büyük önem verdiği programlardan birisi, belki de en önemlisidir. NATO’nun da kooperasyon merkezinin burada olmasının avantajı büyük. NATO’nun en büyük aktif siber güvenlik egzersizi olan “Locked Shields” Tallinn’de yapılıyor her yıl. Ve TalTech öğrencileri olarak bizim de katılma imkanımız oluyor. Hatta bu sene ben de aktif katılımcıydım fakat koronadan bütün etkinlikler iptal edildiği için maalesef bu hayaller seneye ertelendi şimdilik.

Master programına dair kısaca bahsetmem gerekirse, hedef kitle kesinlikle sadece siber güvenlik konusundan çalışanlar ve uzmanlar değil. Hedefleri çok daha farklı disiplinden insanları alıp sağlam bir temel üzerinde belli seviyeye getirmeyi planlıyor. Bireysel olarak uzmanlık alanınızı seçip, üzerine çalışıp ilerlemek tamamiyle size kalmış. Ayrıca program ülkenin en büyük iki üniversitenin ortaklaşa programı olduğundan hem TalTech hem de Tartu Üniversitesi’nden ders alıyorsunuz.


3-) İş İmkanları

Belki de en sık duyduğum soru bu olabilir. Estonya’da iş imkanı dürüst konuşmak gerekirse biraz karışık. Bu yazdıklarım tamamiyle kendi düşüncelerimin olduğunu tekrar hatırlatmak isterim o yüzden herkes farklı bir süreç yaşayabilir. Fakat genel olarak gözlemlediğim şunlar. Öncelikle yazılım sektöründe gerçekten iş var, hatta 400 aktif ilan varsa 250’sinin yazılımla ilgili olduğunu söyleyebilirim. Diğer sektörlerde daha az ilan var ve özellikle yazılım dışındaki sektörlerde genelde İngilizce’nin yanında Estonca ya da Rusça olması büyük artı.

Yazılım sektöründe junior ilanı çok az hatta yok. Fakat staj imkanları var. Genel de staj sonunda iş teklifi yaptıklarını da söylüyorlar. Ben staj yapmadığım için bu konuda detaylı bilgi veremiyorum maalesef. Aktif olarak iş ilanlarını LinkedIn’den takip ediyorum. Fakat WorkInEstonia’nın websitesinden de bunları takip etmeniz mümkün. Yazılım sektörü genelinde konuşacak olursak en revaçta olan ilanlar genelde Java ağırlıklı. Ayrıca bazı firmaların hem Tallinn hem Tartu ofisleri olmasına rağmen genel olarak iş hayatı ve iş imkanları Tallinn merkezli.

Ben okuduğum okul, TalTech’de yazılım mühendisi olarak çalışıyorum ve geçtiğimiz ay 1. yılımı geride bıraktım. Bununla alakalı da uzun uzun bir şeyler yazıp okul/iş dengesi hakkında uzun uzun konuşmayı düşünüyorum. Ama kısaca değinmek gerekirsek, genel olarak bütün şirketler yüksek lisans ve işi bir arada götürme konusunda esnek davranmaya çalışıyorlar. Özellikle başta da belirttiğim gibi, dil büyük bir bariyer değil. Fakat tabiki bazı firmalar sadece Eston insanlarla çalışmayı tercih ediyor ama düzgün, akıcı bir İngilizce ve kaliteli bir donanımızın varsa iş bulmak gerçekten (en azından yazılım sektörü için) çok da zor olacağını düşünmüyorum.


Kapanış

Umarım kısa da olsa aklınızdaki bazı sorulara cevap verip, başka yeni heyecanlar yaratabilmişimdir. Bu yazımı faydalı bulduysanız beğenip, paylaşmanız benim için çok kıymetli.🦄

Yandaki menüye mailinizi yazıp, göndererek siteye abone olabilirsiniz. Böylece ben de yeni bir içerik yayınlar yayınlamaz size haber vereceğim, söz!

Ayrıca bana ulaşmak için yine sol menüdeki iletişim formunu kullanabilirsiniz. Tüm mesajları özenle okuyup, elimden gelen en hızlı şekilde geri dönmeye çalışıyorum. Yorumlarınızı ve önerilerinizi duymayı heyecanla bekliyorum!

Son olarak da, bir kahve ısmarlamak isterseniz de, aşağıdaki link aracılığıyla siteme yardımcı olabilirsiniz. Tüm destekleriniz için şimdiden teşekkür ederim! 🤩

Buy Me A Coffee

Bir sonrakinde görüşmek üzere,
Furkan